» İnternet Suçları ile mücadele : İNTERNET SUÇLARIYLA MÜCADELEDE SUÇ ÖNLEME ANLAYIŞI VE BİLİNÇLİ KULLANICI
Bilal ŞEN
İnsanlık, tarihi süreç içinde, medeniyet kurmak, kurduğu medeniyetleri geliştirmek, karşılaştığı problemleri kolaylıkla çözebilmek, kendini korumak, güç sahibi olabilmek için teknolojiyi sürekli geliştirmeye ve dönemine ait en yüksek teknolojiye sahip olmaya çalışmıştır. Günümüzde teknolojinin geldiği nokta; yaratıcısı olan insanoğlunu bile hayrete düşürür ve başını döndürür hale gelmiştir. Yüksek hızlı bilgisayar teknolojisi, internet, televizyon, ATM makineleri, cep telefonu, uydu teknolojisi, dijital kayıt sistemleri, robotlar, lazer teknolojisi artık hayatımızdan çıkmamacasına ve her gün daha fazla etkin olan bir şekilde hayatımıza girmektedir.
İnternetin doğuşu ve hızla tüm dünya üzerinde yayılması, bir çok kavramın yeniden tartışılması ihtiyacını doğurmuştur. İnternet, daha önceki medyaların bir çok imkanlarını kapsayan yeni bir medya olarak sanal dünyanın temelini oluşturmuş ve yeni bin yıla damgasını vuran bir yaşam biçimine dönüşmüştür (Apaydın, 2001).
Bu teknolojik ve sosyal değişimin etkisiyle dünya çok boyutlu, köklü, dinamik bir değişim sürecinden geçmektedir. Toplumlar, devletler, ekonomiler, kültürler, insanlar bugüne değin kurmuş oldukları siyasal, kültürel ve ekonomik yapıları bilim ve teknolojinin etkisiyle dönüştürerek mevcut duruma ayak uydurmaya çalışmaktadırlar.
Teknoloji, bir yandan insan hayatını görece kolaylaştırmaya devam ederken, bir yandan da çözülmesi gerekli birtakım problemlere yol açmaktadır. Siber suç olgusu bunlardan sadece biridir. Suç, insanlık tarihi kadar eski bir kavramdır. Her dönemde, dönemin şartlarına göre şekil alan suç ve suçlu kavramı da günümüzdeki dönüşüme paralel gelişmeler göstermektedir. Bilişim teknolojisinin gelişmesi ve bilginin eski devirlere göre daha çok önem kazanması, bilginin ekonomik, sosyal, siyasal değerinin artması, bu değerler üzerinde kolay yoldan hak sahibi olmak isteyen kişileri, bilişim teknolojisi marifetiyle suç işler hale getirmiştir. Ayrıca günümüze kadar suçlu grubunda yer almayan binlerce insan, artık bilişim teknolojisi marifetiyle suç işler hale gelmiştir. Bunun temel sebeplerinden birisi, hayatı kolaylaştıran teknolojinin, suç işlemeyi de kolaylaştırmasıdır (Özcan, 2001).
Suç insanlığın varolmasından bu yana toplumları sürekli meşgul etmiştir. Toplum tarafından suçun önlenebilmesi için, sürekli çözüm yolları aranmıştır. Bilişim teknolojisi kullanılarak işlenen suçlarla mücadele konusunda da ülkemizde ve dünyada çalışmalar ve çeşitli tartışmalar bulunmaktadır.
Kamuoyunda bilişim suçları, bilgisayar suçları, internet suçları, siber suçlar, yüksek teknoloji suçları kavramlarıyla tanımlanmaya çalışan suçların, hangisinin tam olarak neyi ifade ettiği konusunda da ortak bir görüş henüz oluşmamıştır.
Bu çalışmada, yukarıda saydığımız tanımlalardan öte, interneti, suç işlemede araç olarak kullanarak suç işleyen kişilerin tespiti ve bu yolla işlenen suçların azaltılması ve önlenmesine ilişkin gerekli düzenleme ve uygulamalara ilişkin öneriler ele alınacaktır.
Suçla Mücadele Kavramı
Modern toplumlarda sosyal düzenin sağlanması ve geliştirilmesinden sorumlu tutulan polis, günümüzde geleneksel suça müdahele edici yaklaşımını terk ederek, suç önlemeye yönelik çalışmalara odaklanmaktadırlar.
Toplum destekli suç önlemeye dayalı polislik felsefesi; suçla mücedelenin yanlızca polis ve devlete atfedilen bir görev değil, toplumsal bir işbirliğiyle suçların oluşmadan önlenmesi ve suç sebeplerinin ortadan kaldırılmasıyla kamu güvenliğinin sağlanmasını amaçlayan faaliyetler bütünüdür (Şimşek, 2002).
Gerçek ve köklü bir suçla mücadele yöntemi olan önleyici suç önleme süreci, suç ve suçlularla ilgili tüm bilgilerin toplanması, suç oluşumunu kolaylaştıran şartların tespiti ve analizi, suça zemin hazırlayan şartların önünü alabilecek olası önleyici vasıta ve tedbirlerle ilgili çalışmaların yapılması, en isabetli, ekonmik ve uygulanabilir tedbirlerin seçimi ve uygulamaya konulması, uygulama sonuçlarının takibi ve değerlendirilmesi aşamalarından oluşmaktadır (Geleri vd, 2001).
İnternet aracılığı ile işlenenen suçlarla mücadele, internetin ve kullanıcılarının yapısı nedeniyle oldukça güçtür. İnternet suçlarıyla mücadele edebilmek için; bilinçli kullanıcı, mücadelede uzman eğitimli kişiler, yasal mevzuat, mücadelede uluslararası uyum ve işbirliği, yeterli donanım ve teknik altyapı gereklidir.
Bilinçli Kullanıcı
İnternet suçlarıyla mücadelede ele alınması gereken ilk basamak, önleyici güvenlik hizmeti olan, suç oluşumunu önlemek veya suçun nitelik veya niceliğini azaltabilmektir.
Bu noktada dikkate değer iki husus vardır: birincisi, internet kullanıcılarının yeterli güvenliği sağlama konusunda takındıkları tavırdır. Ülkemizde, internet suçları ve bilişim güvenliği, birkaç bilgisayar meraklısı veya bazı büyük kurumlar haricinde, çok ciddiye alınmayan, yeterince yatırım yapılmayan, ancak efsanevi hikayelerle özetlenmeye çalışılan bir olgu olarak algılanmaktadır. Buradaki temel sorun; güvenliğin nasıl sağlanacağı bilgisine sahip olmaktan öte, internet aracılığıyla gelebilecek tehlike ve tehditlere karşı duyarsızlık ve bilinçsizliktir. Bilinçlendirme, internetin önemi, internette bulunan tehlikeler ve bu tehlikelerin sebep olabileceği tehlikelerin kullanıcılar tarafından bilinmesi sayesinde olabilir. Bu bilinçlenmenin yolu ise “İnternetteki Risk Ve Tehditler” konulu bir eğitim ile mümkün olabilir. Bu eğitimin temel başlıkları şunlardır;
Hackerler, lamerlar, crackerlar kimlere denir ve farkları ve yetenekleri nelerdir?
Sık karşılaşılan bilişim suçları nelerdir ve alana ait mevzuat.
Dünyadaki ve ülkemizdeki bilişim suçlarından örnekler.
Tüm topluma yönelik bilinçlendirme faaliyetleri ise ancak medya organları aracılığıyla mümkün olabilir gözükmektedir.
İnternet suçlarının nitelik ve niceliğini azaltmadaki ikinci husus, temel güvenliğin nasıl sağlanabileceğine ilişkin temel teknik eğitimdir. Buradaki teknik eğitimden kastımız, internet kullanıcılarını birer dijital güvenlik uzmanı haline getirmek değil, temel güvenlik önlemlerini sayesinde internet aracılığıyla mağdur olan kişilerin sayısı ve mağduriyetin boyutlarının azaltılmasıdır. İnternet üzerinde ne kadar önlem alınırsa alınsın mutlak güvenlik söz konusu değildir ancak, tüm kapıları açık ve hiçbir güvenlik önlemi alınmamış olan evlerin dolu olduğu bir şehirdeki hırsızlık ve yağma olaylarının oranı ile kapı ve pencereleri kilitli evlerin bulunduğu şehirdeki hırsızlık suçları eşit olmayacaktır. Bu eğitimlerle amaçlanan, evlerin kapı ve pencerelerini kilitlemek ve suç oranını düşürmektir.
“Temel İnternet Güvenliği” başlıklı eğitimin temel konuları şunlar olmalıdır;
Fiziksel güvenlik
Temel güvenlik açıkları
Virüsler, antivirüs programları
Şifre seçimi ve şifre koruma
Online haberleşme araçları
Ağ güvenliği
Dosya paylaşma
Güvenli e-posta trafiği
Casus yazılımlar (spywareler)
Temel internet güvenliği eğitimi Milli Eğitim Bakanlığına bağlı işletmenlik ve programcılık eğitimi veren özel eğitim kurslarında, bilgisayar eğitimi verilen okullarda, internet aracılığı ile iş yapan kamu ve özel sektör kurumlarında verilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. Bazı büyük kamu ve özel sektör kurumlarında bahsekonu eğitimi alması gereken kişilerin sayısal çokluğu, karşımıza engel olarak çıkabilir. Bu sorun ise “Temel İnternet Güvenliği Eğiticilerin Eğitimi” organizasyonu ile daha ekonomik ve hızlı bir şekide gerçekleştirebilmesi mümkündür.
Toplumun bilinçlendirilmesi hususunda, bilgisayar satıcıları tarafından da asgari güvenlik ve kanuni bilgilerin aktarılması, bilinçlenme ve temel güvenlik önlemlerini alma konusundaki sorsunları azaltabilir.
İnternet suçlarının artmasında ve daha önce adli suç işlememiş kişilerin internet aracılığıyla suç işler hale gelmesinde suç işlemenin kolaylaşmasının yanısıra, kullanıcıların internet üzerinden gerçekleştirilen eylemlerin herhangi yasal bir yükümlülüğünün ve herhangi bir yasal düzenlemenin olmadığına dair yanlış bir yargının bulunmasıdır. Ayrıca bu suçları işleyenler arasında, yaptıklarının suç olup olmadığını bilmeyen veya düşünmeyen, sadece bilinmezin, ulaşılmazın büyüsüne kendini kaptırmış, ama eylemleri çok derin hasarlar bırakan, büyük bölümü çocuk yaşta binlerce insan vardır (Şen, 2001).
İnternet suçları ile mücadele konusunda ülkemizde eksiklikler bulunmasına rağmen işlenen fiillerin büyük bölümünün hukuki karşılığı bulunmaktadır. Siber suçluluk, diğer suç işleme yöntemlerine göre, kendisine has bir takım özellikler taşımasına rağmen, toplum tarafından tasvip edilmeyen, hukuk düzenince istenmeyen sonuçlar meydana getiren insan eyleminden başka bir şey değildir. Onu farklı kılan bu kavramın ortaya çıkmasını sağlayan araçlar ve suçları işleyenlerdir. Bu nedenle suçta araç olarak kullanılan internet, işlenen suçun cezasız kalmasına sebep olamaz.
Kanun Koyucumuz araç olarak değil sadece bilişim teknolojisine has suçları da, 1988 tarihli Fransız Kanunundan esinlenerek 1991 yılında “Bilişim Alanında İşlenen Suçlar” başlıklı bir madde ile tanımlamıştır. TCK’nın 525/a/1 ile bilgisayardaki biligiyi öğrenme, 525/a/2 ile hukuka aykırı olarak sistemin içeriğini kullanma, 525b/1 maddesiyle dolandırıcılık, 525/c maddesiyle de sahtecilik suçlarını yaptırıma bağlamıştır (Yazıcıoğlu, 2001). Görüleceği üzere, klasik suçların interneti araç olarak kullanılarak işlendiği durumlarda F.S.E.K ve TCK’nın ilgili maddeleri, sadece bilişim sistemlerine ilişkin bir suç işlendiği takdirde TCK 525. maddesince yaptırım uygulamaktadır.
Hukukumuza göre kanunu bilmemek mazeret kabul edilemez ancak; önleyici güvenlik hizmetleri anlayışıyla, internetteki fiillerinde yaptırıma tabi olduğu konusunda kullanıcılar bilgilendirildiği takdirde, suç oranı aşağılara çekilebilir. Bu konuda bilgilendirme faaliyeti; İnternet Servis Sağlayıcılarınca, her internet bağlantısında otomatik olarak kanunlarımıza göre suç olan fiilleri ve internetteki tehlikeleri bildiren bir metni kullanıcının karşısına çıkarması uygulaması, bilgilendirme açısından akılcı bir yöntem olacaktır.
Suç önleme amaçlı bilgilendirme faaliyetlerinin bir başka yöntemi, internet aracılığıyla işlenen suçların, faiilerinin yakalanıp adalete teslim edilen ve adli makamlarca cezalandırılan kişilere ilişkin olay ve operasyonların kolluk kuvvetlerinin yetkililerince basın bildirisi veya toplantısı yöntemiyle kamuoyunca paylaşılması yöntemidir. Bu yöntemde internet üzerinden işlenen suçların faillerinin tespit edilerek kanun tarafından cezalandırılabildiği konusunda eğitici bir uygulama olacaktır.
Bilinçlendirme yöntemlerinden bir başkası ise, yetkili kurumlarca hazırlanmış ve bastırılmış temel bilişim güvenliği kitapçığının internet bağlantı paketi, bilgisayar ve yazlım satın alanlara, satıcılarca ücretsiz olarak hediye edilmesi olacaktır.
Yukarıda sayılan suçun oluşmadan önlenmesi adına çok önemli uygulamalardır. Bu tür suç önleyici faaliyetler, internet ve bilgisayarlar aracılığıyla körüklenen olumlu gelişmelere destek olacak ve suç mağdurlarını azlatarak daha güvenli bir siber hayat ortamı hazırlayacaktır. Suçun azalması sonucunda kolluğa gelen şikayetler azalacak ve kolluk kuvvetleri karşılaşılan olayların çözülmesinde yoğunlaşılmasına imkan sağlıyacaktır.
KAYNAKÇA
Apaydın, İnci Pekgüleç, “Açılış Konuşması”, Bilişim Toplumuna Giderken, Ankara, TBD Yayınları, Mart 2001, VI-VII.
Geleri Aytekin, Soysal Mustafa, Kaygısız Mustafa, Arslan Tamer Azem, Önleyici Polis Hizmetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, 2001.
Özcan, Mehmet, 1-3 Kasım, “Türkiye’de İnternet Konferansları VII” İstanbul Harbiye Askeri Müzesi, İstanbul.
Şen, Bilal, “Bilişim Suçlarının Getirdikleri ve Üzeyir Garih Cinayeti”, Polis Dergisi, Yıl 7, S. 29, Ekim-Kasım-Aralık 2002, 13-24.
Şimşek, Hüseyin, Toplum Destekli Polislik, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kırıkkale, 2002.
Yazıcıoğlu Yılmaz, Bilgisayar ve Bilgisayar Şebekeleri ile İlgili Suçlar Konusunda TCK.2000 Tasarısı, Bilişim ve İnternet Teknolojilerinin Ceza Hukuku Açısından Doğurduğu Yeni Sorunlar, Bursa Emniyet Müdürlüğü Basımı, Bursa, 2001.
Kaynak: http://www.kom.gov.tr/Tr/KonuDetay.asp?BKey=64&KKey=119