Soylu'dan sağduyu çağrısı DP Genel Başkanı Soylu, Yargıtay bildirisi ve sonrasında yaşananlarla ilgili değerlendirme yaparken ''Bu bildiriye bildiri şiddetinde değerlendirmeyle karşılık vermek, bu gerilimi tırmandırmak ve işi arap saçına döndürmek anlamına gelmektedir'' dedi.
Soylu, Midas
Otel'de DP Ankara İl Başkanlığı tarafından düzenlenen ''Gelecekteki Gıda Krizi Şoku'' paneline katıldı.
Soylu, panelden önce gazetecilerin Yargıtay Başkanlar Kurulu bildirisine ilişkin sorusu üzerine, Türkiye'de kurumlar arası çatışmalar ve gerginliklerin olağanüstü hızıyla devam ettiğini savundu.
''Hükümete ve AKP'ye tavsiyemiz gerginliği artırıcı bir takım beyanlardan kaçınmasıdır'' diyen Soylu, şunları söyledi:
''Netice itibariyle bildiri yayınlanmıştır. Bu bildiriye, bildiri şiddetinde değerlendirmeyle karşılık vermek, esas itibariyle bu gerilimi tırmandırmak ve
işi arap saçına döndürmek anlamına gelmektedir. Bunların tamamından sivil siyaset zarar görmektedir ve sivil siyasetin gördüğü zarar aslında tamiri mümkün olmayan bir zarardır. Yasamanın, yürütmenin ve yargının, birbirlerinin alanlarına müdahale etmekten keyif aldıkları ortadadır.
Devletin tepesindeki bu çatışmanın çok sağduyulu bir üslupla anlaşılabilir bir üslupla ortadan kaldırılması ve yumuşatmaya dönük adımların atılması doğru olanıdır. Bu tartışmaların Türkiye'nin bugünkü gündemine hiç bir faydası yoktur. Türkiye'de demokratik bir anayasanın yapılmasına, siyasi partiler kanunu değişmesine, ülkenin içinde bulunduğu
ekonomik duruma hiç bir faydası yoktur. Herkes sorumluluğu görecesinde hareket etmeye zorunludur ve milli iradeyi temsil eden hükümet, milli iradenin bundan daha fazla zarar görmemesi adına sağduyulu ve açıklamalarında devletin tepesindeki çatışmayı körüklememeye yönelik adımlar atmalıdır. Biz sivil siyasetten ve demokrasiden yanayız. Siyasetin yargıya müdahalesi, yasamanın yargıya müdahalesi, yargının siyasete müdahalesini kesinlikle doğru görmeyiz. Bu işin her tarafı eğri.''
Soylu, ANAVATAN ile birleşme çalışmalarının sona ermesiyle ilgili bir soru üzerine de ''seçim öncesi başarılamamış birleşmenin üzerine bir şey yapılabilir mi?'' diye
iyi niyetle bir araya gelindiğini ifade etti.
Fakat siyasetin bazen teknik sebepleri olduğunu belirten Soylu, iki partinin de kongreye gittiğini anımsatarak, ''Dolayısıyla iki siyasi partinin birleşme çabaları kamuoyuna çok da mal edilmeden iyi niyetle sürdürüldü ve bitti'' dedi.
-''1960'TAN İTİBAREN TÜRKİYE'DE ARA REJİM VAR''- Yassıada'nın ''demokrasi müzesi'' olarak halka açılması konusunu nasıl değerlendiğinin sorulması üzerine Soylu, Türkiye'nin, ''1960 ile yüzleşmedikçe, bu olaylarını irdelemedikçe özgürlüğe ve demokrasiye ulaşmasının mümkün olmadığını'' savundu.
1960'tan itibaren Türkiye'de bir ara rejim olduğunu, bildiriler ve karşılıklı tavırların da ara rejim sendromları olduğunu ileri süren Soylu, ''Yargıtay, dün siyasetin müdahalesini bir şekilde def etmeye çalıştığı bildiri gibi, 1960'ı sanki bir bayrammış gibi gösteren yargı mensuplarına da aynı yüreklilikle cevap verebilme şansına sahip olabilseydi. Türkiye bu çifte standardın
altında ezilmektedir'' dedi.
Soylu, bu sorunların demokratik bir Anayasa ile çözüleceğini ifade etti.
-YENİ BİR TARIM REFORMUNA İHTİYAÇ VAR-
Soylu, panelde yaptığı konuşmada da tarımı dönüştürerek Türkiye için önemli bir fırsat haline getirmenin mümkün olduğunu belirtti.
Türkiye'nin tarım politikasını stratejik bir sektör olarak görmesi gerektiğini ifade eden Soylu, ''Tarımı, ödemeler dengesini rahatlatacak, istihdama ilaç olarak görmek gerekir. Büyümeye katkı olarak görmek gerekir'' dedi.
Türkiye'nin yeni bir tarım reformuna ihtiyaç olduğunu savunan Soylu, tarımla bilgiyi buluşturmak, sulanabilir arazileri çoğaltmak, proje ve verim üzerinden tarımı teşvik etmek, tarımda büyük işletmeleri teşvik etmek gerektiğini söyledi.
Soylu, ''Türkiye'nin önünde bir fırsat var. Gelişmiş ülkeler aç kalmaktan korkarlar. Onların bu korkusundan faydalanarak bunu Türkiye için bir kazanca döndürmeliyiz'' dedi.